Limited Şirketin Borçlarından Sorumluluğu

Limited Şirketin Borçlarından Sorumluluğu

Jan 30, 2024

Pink Flower
Pink Flower

Limited Şirket, borçlarından dolayı yalnızca sahip olduğu mal varlığı ile sorumludur. Limited Şirket’e borçlarından dolayı sınırlı olarak sorumlu denilmesinin temel sebebi budur.

Türk Ticaret Kanunu Madde 602; ‘‘Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Kanun, Limited Şirketler bu sınırlı sorumluluğunu açık bir şekilde düzenlemiştir. Madde gerekçesinde, borç ve yükümlülük kavramlarının geniş yoruma müsait olduğu belirtilmiştir. Bu madde doğrultusunda Limited Şirketin sorumluluk sınırı kesin olarak çizilmiştir.

LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ BORÇLARI

Limited Şirket ortakları şirkete karşı yalnızca taahhüt etmiş oldukları esas sermaye paylarını ödemekle yükümlüdürler. Bir diğer deyişle ortağın şirkete karşı asli borcu taahhüt ettiği sermayeyi ödemesidir. Ortakların şirkete sermaye taahhüt borçları, şirket organlarından birisinin alacağı karar ile kaldırılamaz. Ancak burada bahsi geçen borç ortakların şirkete karşı olan borcudur; bu borç şirket alacaklılarına karşı olan bir sorumluluk olarak değerlendirilmemelidir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 573/2’de ‘’Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler’’ denilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 128/1’de ‘‘Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.’’ denilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 601/1’de ise; ‘‘Esas sermayenin azaltılması hâli hariç, ortaklara, esas sermaye payı bedeli geri verilemeyeceği gibi, ortaklar bu borçtan ibra da olunamazlar.’’ denilerek Limited Şirket ortağının ödemiş olduğu sermaye bedelinin kendisine iade edilemeyeceği; bu durumun tek istisnasının ise esas sermayenin azaltılması hali olduğu ifade edilmiştir.

Ortaklar sermaye koyma borcunu ancak şirkete karşı ödeyebilirler. Ortaklık alacaklılarının bakiye sermaye koyma borcu için, pay sahiplerine başvurma hakları yoktur. Bu da doğaldır zira pay sahipleri sadece Limited Ortaklık Tüzel Kişiliğine karşı borç altına girmişlerdir. Yani borç ilişkisi ortaklarla Limited Ortaklık Tüzel Kişiliği arasında doğmaktadır. Bu nedenle ortaklık alacaklıları, ortaklıktan olan alacaklarını tahsil amacıyla ortaklara başvurarak onlardan sermaye borçlarının ödenmeyen kısımlarını isteyemezler. Ortaklardan bakiye nakdi sermaye koyma borcunu talep etme hususunda Limited ortaklığın idare ve temsil organı konumunda bulunan müdürler yetkilidir.

Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, ana sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir. Uygulamada en çok karşılaşılan sıkıntılardan biri ise şirket kurulduktan sonra ödenmemiş sermayenin ödenmesi konusunda ortaya çıkmaktadır. Ortağın şirket kurulurken ödemesi gereken sermaye borcu, hisse devri sonrasında dahi ihtilafa neden olmaktadır. 


LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ KAMU ALACAKLARINDAN DOĞAN SORUMLULUĞU

Limited şirketlerde kural, ortağın yalnızca sermaye borcundan sorumluluğu ise de amme alacakları bakımından bir istisna getirilmiştir. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’a göre şirket ortağı, ortaklıktan tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Ortak bakımından bu sorumluluk ikinci derecededir. Birinci derece sorumluluk Limited Şirkete aittir. 

Madde 35 – (Değişik: 22/7/1998 – 4369/ 21 md.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Adı anılan kanuna göre kamu alacağı kavramı çok geniş tutulmuştur. Dolayısıyla kamu alacağı bakımından yalnızca vergi borçları anlaşılmaması gerekmektedir. Limited şirkete amme alacağı dolayısıyla başvurabilecek kurumlar da aynı şekilde geniş yorumlanmalıdır. Nitekim Devlet, İl Özel İdareleri ve Belediyeler amme alacağı dolayısıyla Limited Şirket ortaklarına başvurabileceklerdir. 

Amme alacağı kavramı, kanunun 1 ve 2.maddesi kapsamına giren alacaklar olarak belirtilmiştir. Bu düzenlemelere bakıldığında, kamu alacağı kavramı sadece vergi alacaklarını değil ayrıca özellikle devlete ve diğer kamu kurumlarına (Sosyal Güvenlik Kurumu’na olanlar da dahil olmak üzere) ait resim, harç, vergi cezası, para cezası, prim alacakları ve de bunların takip masraflarını kapsar. Dolayısıyla bu nitelikteki kamu borçları nedeniyle, kanuni şartlar oluşursa söz konusu Limited Şirketin ortaklarına da başvurulabilmesi olanaklıdır.

Kamu tarafından amme alacağının tahsili için öncelikle şirkete başvurulacak ve şirketten tahsil edilememesi durumunda ortağa başvurulacaktır. Ortağa başvurabilmenin temel şartı Limited Şirkete başvurulması ve alacağın şirketten tahsil edilememiş olmasıdır. Doktrinde bu tahsil edilememe durumunun aciz fişi veya vesikası ile belirlenmiş olması gerektiği ifade edilmektedir.

Limited Şirket ortağına kamu borçları nedeniyle başvurulması durumunda ortağın yönetici olup olmadığına bakılmaz; ortaklık vasfına haiz olması ortağa başvurulabilmesi için yeterlidir. 

KAYGA Hukuk ve Danışmanlık olarak Limited Şirket ortağının kamu borçlarından sorumluluğuna ilişkin olarak yapmış olduğumuz açıklamalar minvalinde bir Yargıtay kararını paylaşmanın konunun daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. 

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2015 tarihli ve 2015/13459 E., 2015/19295 K. Sayılı kararında “Somut olayda, mahkemece davacının şirket yöneticisi olmadığı gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, limited şirketten tahsil edilemeyen amme alacaklarından ortakların hissesi oranında sorumlu olacakları hususu dikkate alınmadan, ayrıca Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususları araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlığa konu olan alacaklarla ilgili olarak Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususlarını araştırmak, eğer takip yapılmış ve sonuçsuz kalmış ise limited şirket ortağının hissesi oranında sorumlu olacağı hususları dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir” denilmek suretiyle amme alacaklarının tahsilinde hangi yolun izlenmesi gerektiği açıkça ortaya konulmuştur.

Ortağın sermaye payını devretmesi halinde şirketin kamu borçlarından sorumluluğu devam edecektir. Payı devralan ve devreden ortağın müteselsil sorumlu olacakları düzenlenmiştir. Payın devri tarihinden sonra ortaya çıkabilecek kamu alacakları bakımından ise yalnızca devralan ortak sorumlu olacaktır. 

KAYGA Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere Ticari İşletmeniz ve Ticari Faaliyetleriniz ile ilgili her konuda hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız. 

Limited Şirket, borçlarından dolayı yalnızca sahip olduğu mal varlığı ile sorumludur. Limited Şirket’e borçlarından dolayı sınırlı olarak sorumlu denilmesinin temel sebebi budur.

Türk Ticaret Kanunu Madde 602; ‘‘Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Kanun, Limited Şirketler bu sınırlı sorumluluğunu açık bir şekilde düzenlemiştir. Madde gerekçesinde, borç ve yükümlülük kavramlarının geniş yoruma müsait olduğu belirtilmiştir. Bu madde doğrultusunda Limited Şirketin sorumluluk sınırı kesin olarak çizilmiştir.

LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ BORÇLARI

Limited Şirket ortakları şirkete karşı yalnızca taahhüt etmiş oldukları esas sermaye paylarını ödemekle yükümlüdürler. Bir diğer deyişle ortağın şirkete karşı asli borcu taahhüt ettiği sermayeyi ödemesidir. Ortakların şirkete sermaye taahhüt borçları, şirket organlarından birisinin alacağı karar ile kaldırılamaz. Ancak burada bahsi geçen borç ortakların şirkete karşı olan borcudur; bu borç şirket alacaklılarına karşı olan bir sorumluluk olarak değerlendirilmemelidir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 573/2’de ‘’Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler’’ denilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 128/1’de ‘‘Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.’’ denilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 601/1’de ise; ‘‘Esas sermayenin azaltılması hâli hariç, ortaklara, esas sermaye payı bedeli geri verilemeyeceği gibi, ortaklar bu borçtan ibra da olunamazlar.’’ denilerek Limited Şirket ortağının ödemiş olduğu sermaye bedelinin kendisine iade edilemeyeceği; bu durumun tek istisnasının ise esas sermayenin azaltılması hali olduğu ifade edilmiştir.

Ortaklar sermaye koyma borcunu ancak şirkete karşı ödeyebilirler. Ortaklık alacaklılarının bakiye sermaye koyma borcu için, pay sahiplerine başvurma hakları yoktur. Bu da doğaldır zira pay sahipleri sadece Limited Ortaklık Tüzel Kişiliğine karşı borç altına girmişlerdir. Yani borç ilişkisi ortaklarla Limited Ortaklık Tüzel Kişiliği arasında doğmaktadır. Bu nedenle ortaklık alacaklıları, ortaklıktan olan alacaklarını tahsil amacıyla ortaklara başvurarak onlardan sermaye borçlarının ödenmeyen kısımlarını isteyemezler. Ortaklardan bakiye nakdi sermaye koyma borcunu talep etme hususunda Limited ortaklığın idare ve temsil organı konumunda bulunan müdürler yetkilidir.

Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, ana sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir. Uygulamada en çok karşılaşılan sıkıntılardan biri ise şirket kurulduktan sonra ödenmemiş sermayenin ödenmesi konusunda ortaya çıkmaktadır. Ortağın şirket kurulurken ödemesi gereken sermaye borcu, hisse devri sonrasında dahi ihtilafa neden olmaktadır. 


LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ KAMU ALACAKLARINDAN DOĞAN SORUMLULUĞU

Limited şirketlerde kural, ortağın yalnızca sermaye borcundan sorumluluğu ise de amme alacakları bakımından bir istisna getirilmiştir. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’a göre şirket ortağı, ortaklıktan tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Ortak bakımından bu sorumluluk ikinci derecededir. Birinci derece sorumluluk Limited Şirkete aittir. 

Madde 35 – (Değişik: 22/7/1998 – 4369/ 21 md.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Adı anılan kanuna göre kamu alacağı kavramı çok geniş tutulmuştur. Dolayısıyla kamu alacağı bakımından yalnızca vergi borçları anlaşılmaması gerekmektedir. Limited şirkete amme alacağı dolayısıyla başvurabilecek kurumlar da aynı şekilde geniş yorumlanmalıdır. Nitekim Devlet, İl Özel İdareleri ve Belediyeler amme alacağı dolayısıyla Limited Şirket ortaklarına başvurabileceklerdir. 

Amme alacağı kavramı, kanunun 1 ve 2.maddesi kapsamına giren alacaklar olarak belirtilmiştir. Bu düzenlemelere bakıldığında, kamu alacağı kavramı sadece vergi alacaklarını değil ayrıca özellikle devlete ve diğer kamu kurumlarına (Sosyal Güvenlik Kurumu’na olanlar da dahil olmak üzere) ait resim, harç, vergi cezası, para cezası, prim alacakları ve de bunların takip masraflarını kapsar. Dolayısıyla bu nitelikteki kamu borçları nedeniyle, kanuni şartlar oluşursa söz konusu Limited Şirketin ortaklarına da başvurulabilmesi olanaklıdır.

Kamu tarafından amme alacağının tahsili için öncelikle şirkete başvurulacak ve şirketten tahsil edilememesi durumunda ortağa başvurulacaktır. Ortağa başvurabilmenin temel şartı Limited Şirkete başvurulması ve alacağın şirketten tahsil edilememiş olmasıdır. Doktrinde bu tahsil edilememe durumunun aciz fişi veya vesikası ile belirlenmiş olması gerektiği ifade edilmektedir.

Limited Şirket ortağına kamu borçları nedeniyle başvurulması durumunda ortağın yönetici olup olmadığına bakılmaz; ortaklık vasfına haiz olması ortağa başvurulabilmesi için yeterlidir. 

KAYGA Hukuk ve Danışmanlık olarak Limited Şirket ortağının kamu borçlarından sorumluluğuna ilişkin olarak yapmış olduğumuz açıklamalar minvalinde bir Yargıtay kararını paylaşmanın konunun daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. 

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2015 tarihli ve 2015/13459 E., 2015/19295 K. Sayılı kararında “Somut olayda, mahkemece davacının şirket yöneticisi olmadığı gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, limited şirketten tahsil edilemeyen amme alacaklarından ortakların hissesi oranında sorumlu olacakları hususu dikkate alınmadan, ayrıca Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususları araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlığa konu olan alacaklarla ilgili olarak Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususlarını araştırmak, eğer takip yapılmış ve sonuçsuz kalmış ise limited şirket ortağının hissesi oranında sorumlu olacağı hususları dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir” denilmek suretiyle amme alacaklarının tahsilinde hangi yolun izlenmesi gerektiği açıkça ortaya konulmuştur.

Ortağın sermaye payını devretmesi halinde şirketin kamu borçlarından sorumluluğu devam edecektir. Payı devralan ve devreden ortağın müteselsil sorumlu olacakları düzenlenmiştir. Payın devri tarihinden sonra ortaya çıkabilecek kamu alacakları bakımından ise yalnızca devralan ortak sorumlu olacaktır. 

KAYGA Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere Ticari İşletmeniz ve Ticari Faaliyetleriniz ile ilgili her konuda hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız.